11 Nisan 2012 Çarşamba

ADAÇAYI


Diş otu ya da mermeriye olarak da bilinen Adaçayı 30-70 cm boyunda ballıbabagiller familyasından kokulu ıtırlı, kışın yapraklarını dökmeyen, dayanıklı otsu ya da çalımsı bir bitkidir. Bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de bolca yetişir. Yaprakları olgunlaştığında beyazımsı bir renkte ve tüylüdür. Yaprakları kurutularak çay gibi demlenip içilebildiği gibi yemeklere koku ve lezzet vermek için de kullanılır. Ayrıca hoş bir koku ve lezzet verdiği için etlerin dinlendirilmesinde, karaciğer, ördek, kaz ve diğer av hayvanlarının kızartmalarında kullanılır.

Güneşi seven bir bitki olan adaçayı, çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Ülkemizde Batı ve Güney Batı Anadolu’da bol olarak yetişir. Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi Mayıs-Haziran aylarında etken maddelerinin en verimli olduğu öğlen saatlerinde toplanıp, gölgeli ve havadar bir yerde kurutulur. İyice kurutulduktan sonra ince ince kıyılarak hava almayan bir kapta saklanır.


Çok eski çağlardan beri faydaları bilinen adaçayı sık içildiğinde bedene zindelik ve güç verir. Hastalıklardan sonraki halsizliklerde kullanılırsa vücuda direnç kazandırarak halsizliği alır. Gece terlemelerine iyi gelir. Bu gibi terlemeleri sonlandırmakta faydalıdır. Kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında başarıyla kullanılır.

Sözü edilen hastalıklar için kaynatılıp demlenerek hazırlanmış adaçayından günde iki su bardağı kadar içilmelidir. Karaciğer rahatsızlıklarında, Kanı, temizler, solunum organlarını balgamsı salgılardan kurtarır. İştah açıcı bir bitkidir. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır ve gazların dışarı atılmasını sağlar.
  
Adaçayı, çay olarak içildiği gibi yapraklarının kurutulup toz haline getirildikten sonra haricen de kullanılabilir. Böcek sokmalarında sokulan bölgeye adaçayı tozu uygulanırsa sıkıntıyı giderir. Bademcik iltihaplarında, boğaza hastalıklarında, diş, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında gargara şeklinde uygulanması özellikle tavsiye edilir.

Adaçayı sallanan dişlere, diş eti çekilmelerine ve kanamalarına karşı da çalkalama ve gargara yöntemiyle başarıyla kullanılır. Ayrıca dış yaralara da pansuman şeklinde uygulanırsa faydalı olur. Şişkinlik, ishal ve bağırsak iltihabı rahatsızlıklarına faydalı bir bitkidir. Küçük çocukların öksürüklerinin giderilmesinde başarıyla kullanılır.





KULLANIM BİÇİMLERİ:
ÇAY OLARAK: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir. Günde üç kereden fazla içildiğinde hafif zehirlenmelere sebep olduğu için doz aşılmamalıdır. Çocuklara da daha düşük dozlarda verilebilir.



ÇALKALAMA/GARGARA: 2-3 tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. Kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.

Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.


Adaçayı şeker hastalarının sinirlerini teskin eder.



Midevidir, sindirimi kolaylaştırır. Hazımsızlık durumunda çok etkili bir gaz söktürücüdür.


Gece terlemelerini en aza indirir. İdrar söktürür. Dişleri beyazlatır ve sağlamlaştırır.


Hanımlarda döl yatağı kaslarını uyarır, adet düzensizliklerini ve aşırı sancıları giderir.

Östrojen hormonu içerdiği için Menopoz dönemi sıkıntılarını azaltır.

Ciltteki mantarlara sürülürse onları yok eder. Adaçayı yaraların iyileşmesini hızlandırır.

NOT: Grip ve nezle salgınlarında oturulan odada adaçayı kekikle beraber kaynatılırsa odayı dezenfekte eder.

YAN ETKİLERİ: Tansiyonu yüksek olanlar günde 1 bardaktan fazlası yasaklanmalıdır. Hamilelere ve karaciğer iltihabı olanlar kullanmamalıdır. Erkeklerde cinsel gücü azaltır, kadınlarda ise artırır.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder