8 Nisan 2012 Pazar

ACI BAKLA


Baklagillerden 200 kadar türü olan, çiçekleri dik salkımlar şeklinde kümelenmiş 30-120 cm. ye kadar boylanabilen el şeklinde parçalı yapraklı, beyaz çiçekli otsu bir bitkidir acı bakla. Latince Adı, Lupinus Albus’tur. Daha çok Akdeniz çevresinde Balkan’larda ve Kuzey Amerika’da yetişir. Türkiye’de Marmara ve Ege bölgesinde yabani olarak yetişmekte, sınırlı da olsa kültürü yapılmaktadır.


Acı bakla ısıtıcı ve kurutucu olup hazmı zor bir bitkidir. Olgun tohumları acı bir tada sahip oldukları için su içine bırakılıp biraz bekletildikten veya kaynatılıp acılığı giderildikten sonra yenir. Gıda olarak pek kullanılmaz. Daha çok ilaç olma özeliğine sahiptir. En iyisi taze, beyaz, büyük ve ağır olanıdır. Parlatıcı ve çözümleyici bir özelliğe sahiptir.



İdrar arttırıcı, kuvvet verici ve bağırsak parazitlerini düşürücü etkileri bilinmektedir. Şeker hastalarında kan şekerini azalttığı söylenir. Toz haline getirilip kavrulmuş tohumlar sabah aç karnına 1 çay kaşığı kadar alınırsa adet kanamalarını artırır ve kolaylaştırır. Doğum sonrası akıntıların gelişini rahatlatır. Basura, vücuttaki benek ve lekelere iyi gelir.



Çiçeklerinden hazırlanan çay idrar söktürür ve idrar yollarını temizler. Böbrek iltihabını giderir. Böbrek taş ve kumlarının düşürülmesine yardımcı olur. Baş ağrılarını dindirir. Albümin miktarını düşürür. Vücutta biriken tuzun atılmasını sağlar. Nefes darlığına iyi gelir. Fazla yenilirse meniyi arttırır. 


Sirke ve bal ile kaynatılıp, lapa haline getirilir ve sıcak olarak bağlanırsa romatizma, lumbago ve siyatik ağrılarını keser. Arpa unu ile karıştırılıp, hamuru cerahatli yaralara, kanser yaralarına, cilt lekelerine yakı halinde konulursa bunlara şifa verir. 



Tohumları lapa yapılarak dıştan göbek üzerine vurulursa bağırsak kurtlarını öldürür. Bal ile beraber yenilirse, yine aynı etkiyi yapar. Sirke ile karıştırılarak içilmesi de böyledir. Sedef otu, bal ve sirke ile karıştırılıp içilirse mide bulantısını geçirir.


Acı baklanın kaynatılmış suyu haşereleri, böcekleri, sinek ve sivrisinekleri öldürür. Suyu, dıştan sürüldüğü zaman vücuttaki sivilcelere, uyuz ve alaca hastalıklarına, çilliğe, karşı faydalıdır.


Ağız yoluyla içildiği zaman ise cenini düşürür ve ölmüş cenini dışarı atar. Acı baklanın tozu, cildi temizler ve ciltteki darp yaralarının meydana getirdiği izleri iyileştirir.
Öğütülerek un haline getirilmiş tohumları arpa unu ile beraber karıştırılarak merhem yapılırsa, çıbanlara ve çıban ağrılarına karşı faydalıdır. Bal veya sirke ile kaynatılıp yenildiği zaman, karaciğer ve dalak gözenekleri tıkanıklığını giderir. Dalak ve karaciğer sertliğine karşı da faydalıdır.



BASİT KULLANIM ŞEKİLLERİ:

-Sirke ve bal ile kaynatılarak bir gramdan fazla olmamak kaydıyla içilir.

-Yakısı ve lapası haricen kullanılır.

-Tohumları hafifçe kavrulur ve değirmende dövülür, elde edilen tozdan yemek aralarında birer tatlı kaşığı yenir.  Bu kavrulmuş tohumlar “Sebze Kahvesi” adı ile kahve yerine kullanılır. Fakat alkaloit taşıyan türlerinin bu şekilde kullanılması tehlikelidir.

-Acı baklanın kaynatılmış suyu da içilir.

-Olgun tohumları acı lezzetli ve zehirli bileşikler taşıdıkları için, bunları uzaklaştırmak maksadıyla kaynar suda bir müddet tutulurlar. Gevşeyen kabuklar soyulup yenir veya bu tohumlar lapa haline getirilerek harici olarak deriye sürülebilir.

Dekoksiyon: Bir avuç dolusu acıbakla tanesini 2 bardak suda haşlanır. Hazırlanan  dekoksiyondan yarısı içilir. 


Acı baklanın tohumları (termiye)  kaynar suda haşlanır ve yenilir.

UYARI: Fazlası baş ağrısı yapar, mesaneye zarar verir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder