2 -10 m yüksekliğinde, dikensi ve tüysüz bir
ağaçtır. Yaprakları uzunca ve mızraksı, kenarları dişli, ucu sivri veya küttür.
Çiçekleri beyaz veya pembe renkli olup, yapraklardan daha önce meydana
gelirler. Meyvelerin üzeri tüylü olup, sarımsı-turuncu renkte eriksidir.
Anavatanı Çin olan kayısı coğrafik olarak
dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz'e yakın olan
ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada
yetişme alanları bulmuş bir meyvedir.
Yaş ve kurutularak tüketilmesinin yanında ülkemizde
çok değişik şekillerde de işlenerek tüketicilerin kullanımına sunulan kayısı
meyvesinin yetiştirilmesinde ve üretilmesinde Türkiye dünyada birinci
sıradadır. Türkiye'yi İspanya, İtalya, Birleşik Devletler Topluluğu. İran, Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir.
Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı
üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Birinci grubu Fas, Pakistan, Suriye, Çin,
Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, takip etmektedir.
Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15’inin
yapıldığı Türkiye'de bu meyve ülkemizde daha çok Malatya, Baskil, Elazığ
bölgesi, Erzincan Bölgesi, Kars, Iğdır bölgesi, Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya)
bölgesi, Marmara bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu yetiştirilmektedir.
Bu bölgeler içerisinde Malatya dışındaki
bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir. Malatya kayısısı ise, Türk
ekonomisinin önemli ihracat kalemlerinden birisidir. Malatya dışında Erzincan
ve Elazığ'da da ihracata yönelik kayısı üretimi yapılmaktadır. Ama bunun
yanında Kars, Iğdır, Mersin, Hatay gibi bölgelerde yetişen az miktarda kayısı
ise, miktar yetersizliği ve kalite açısından ihraç edilme şansı taşımamaktadır.
Türkiye'de en erken hasat Mut'ta yapılır. Bu
bölgede Mayıs ayının ikinci ya da üçüncü haftalarında olgunlaşan kayısının
hasadı bu bölgede Haziran sonuna kadar sürer. Sonra sırasıyla diğer bölgelerde
devam eder.
Birinci bölgede üretilen kayısıların çoğunluğu
kurutulup bu şekilde piyasaya sunulmaktadır. Dünya kuru kayısı üretiminin
yaklaşık % 85-90’
ı “Birinci Bölge” olarak bilinen Akdeniz
havzasında yer alan Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan yanında
İran, Birleşik Devletler Topluluğu ve A.B.D.’den karşılanmaktadır.
Fakat halen kayısının üretimi dünyada en
yaygın olarak Anadolu'da (özellikle de Malatya ve çevresinde) yapılmaktadır.
Malatya ve çevresinde üretilen kayısının % 85 gibi büyük bir kısmı kuru kayısı
olarak bu bölgede üretilir ve dünya piyasalarına verilir.
A vitamini bakımından zengin bir meyve olan kayısı, cilt
güzelliği, vücudun dinç olması, hastalıklara karşı direnç kazanması bakımından
faydalı bir meyvedir.
Kayısı alırken meyvenin olgunlaşmış olmasına dikkat edilmesi
gerekir. Çünkü bazı üreticiler raf ömrünü uzatmak amacıyla kayısıyı ham olarak
hasat ettiklerinden bu ham kayısılar doğal olarak ideal tat ve aromaya
ulaşamamaktadırlar. Tüketicilerin, kayısı alırken buna dikkat ederek, meyvenin
olgun olanlarını seçmesi gerekir.
Kayısı a,b,c vitaminleri, protein, bol miktarda şeker ve bol
miktarda madensel tuzlar ihtiva eden, tok tutması nedeniyle de diyet yapanların
tercih ettiği meyvelerden biri olan kayısı, taze ve kurutulmuş olarak
tüketilir.
Koyu renkli taze kayısılar, içerdikleri Betakarotenden dolayı çok iyi antioksidandır. Kuru kayısı, potasyum bakımından daha zengindir.
Öte yandan C vitamini, taze
kayısıda 6 mgr. iken, kuruyunca 1 mgr. a kadar düşer. Fakat kalsiyum miktarı da tazesine nazaran kurusunda daha
fazladır. 100 gr kuru kayısıda 73 mgr. Kalsiyum vardır. Tazesinde bu oran 15
mgr. a kadar düşer.
KAYISININ FAYDALARI:
- Kayısı kanseri
önleyici ve tansiyonu düşürücü
özelliğe sahip bir meyvedir. Bağırsakları
iyi çalıştırdığından kilo verilmesini kolaylaştırır.
- iyi bir betakaroten kaynağı olup, akciğer ve mide kanserlerinden koruyucu özelliğe sahiptir.
- Yorgunluğu alır.
- Beslenme problemi olan yaşlıların potasyum eksikliğine bağlı depresyon sorunlarının giderilmesinde
de çok faydalıdır.
- Gırtlak iltihabına ve
astıma iyi gelir. Astımda balgam söktürücü özelliğe
sahiptir.
- Kabızlığa karşı iyi bir
koruyucudur.
- Gece körlüğünü önler.
- Yaşlanmaya karşı vücudu korur.
- Beyinin düzenli çalışmasını sağlar, stresi azaltır
- Ülserin iyileşmesinde rol oynar.
- Kan yapımını artırarak kansızlığa iyi gelir.
- Kemiklerin daha düzgün ve sağlam olmasını sağlar.
- Kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir.
- Kalp kaslarını kuvvetlendirir ve kalbin daha düzenli olarak çalışmasını
sağlar.
- Böbreklerde oluşan taşların azalmasında rol oynar.
- Kuru kayısılar, potasyum bakımından daha zengindir.
- Dişlerin ve kemiklerin
daha sağlam ve kuvvetli olmasında önemli rol oynar.
- Mide ve on iki parmak
bağırsağı ülserinin meydana gelmesine engel olur, meydana gelmiş ülserlerin
iyileşmesine yardım eder.
- Üreme sistemi üzerinde
önemli bir rolü vardır.
- Karaciğerin tahrip
olan kısımlarının tamirinde etkili bir meyvedir.
NOT: Tüm bunların yanında dikkat edilmesi gereken bir husus var ki asla göz ardı edilmemelidir. Karaciğer rahatsızlığı olanlar kayısıyı çok fazla yememelidirler. Ayrıca mide rahatsızlığı olanlar ve fazla mide asidi salgılayanlar da ham kayısı yememeli, olgun kayısıları tercih etmelidirler.
KAYISI ÇEKİRDEĞİ:
Kayısıdan
elde edilen kayısı çekirdekleri yüz yılardır beslenme ve ilaç yapımında kullanılmıştır.
Kayısı çekirdeklerini besin olarak kullanarak bu çekirdeklerin onlarca
yararından faydalanılabilinir. Kayısı çekirdekleri
solunum ve savunma sistemleri için değerli bir destekleyicidir. Akciğerler ve
diğer solunum sistemleri için faydalıdır. Bu çekirdeklerden yemek bağışıklık
sisteminin kendini yenilemesine yardımcı olur.
Kayısı çekirdekleri
bol miktarda B 17 vitamini içermektedir. Bu vitamin kanser önleyici olarak da
bilinmektedir. Günde en az 7- 10 kayısı çekirdeği yemek vücuda B 17 vitamini takviye
etmek bakımından faydalıdır. Ayrıca 6-6
kayısı çekirdeği dövülüp suyu içilirse bağırsak kurtlarını öldürür.
DERLEME
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder