1 Ocak 2013 Salı

KAYISI



2 -10 m yüksekliğinde, dikensi ve tüysüz bir ağaçtır. Yaprakları uzunca ve mızraksı, kenarları dişli, ucu sivri veya küttür. Çiçekleri beyaz veya pembe renkli olup, yapraklardan daha önce meydana gelirler. Meyvelerin üzeri tüylü olup, sarımsı-turuncu renkte eriksidir.

Anavatanı Çin olan kayısı coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuş bir meyvedir.

Yaş ve kurutularak tüketilmesinin yanında ülkemizde çok değişik şekillerde de işlenerek tüketicilerin kullanımına sunulan kayısı meyvesinin yetiştirilmesinde ve üretilmesinde Türkiye dünyada birinci sıradadır. Türkiye'yi İspanya, İtalya, Birleşik Devletler Topluluğu.  İran, Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir.

Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Birinci grubu Fas, Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, takip etmektedir.
Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15’inin yapıldığı Türkiye'de bu meyve ülkemizde daha çok Malatya, Baskil, Elazığ bölgesi, Erzincan Bölgesi, Kars, Iğdır bölgesi, Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi, Marmara bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu yetiştirilmektedir.

Bu bölgeler içerisinde Malatya dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir. Malatya kayısısı ise, Türk ekonomisinin önemli ihracat kalemlerinden birisidir. Malatya dışında Erzincan ve Elazığ'da da ihracata yönelik kayısı üretimi yapılmaktadır. Ama bunun yanında Kars, Iğdır, Mersin, Hatay gibi bölgelerde yetişen az miktarda kayısı ise, miktar yetersizliği ve kalite açısından ihraç edilme şansı taşımamaktadır.

Türkiye'de en erken hasat Mut'ta yapılır. Bu bölgede Mayıs ayının ikinci ya da üçüncü haftalarında olgunlaşan kayısının hasadı bu bölgede Haziran sonuna kadar sürer. Sonra sırasıyla diğer bölgelerde devam eder.

Birinci bölgede üretilen kayısıların çoğunluğu kurutulup bu şekilde piyasaya sunulmaktadır. Dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık % 85-90’ ı  “Birinci Bölge” olarak bilinen Akdeniz havzasında yer alan Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan yanında İran, Birleşik Devletler Topluluğu ve A.B.D.’den karşılanmaktadır.

Fakat halen kayısının üretimi dünyada en yaygın olarak Anadolu'da (özellikle de Malatya ve çevresinde) yapılmaktadır. Malatya ve çevresinde üretilen kayısının % 85 gibi büyük bir kısmı kuru kayısı olarak bu bölgede üretilir ve dünya piyasalarına verilir.


A vitamini bakımından zengin bir meyve olan kayısı, cilt güzelliği, vücudun dinç olması, hastalıklara karşı direnç kazanması bakımından faydalı bir meyvedir.
Kayısı alırken meyvenin olgunlaşmış olmasına dikkat edilmesi gerekir. Çünkü bazı üreticiler raf ömrünü uzatmak amacıyla kayısıyı ham olarak hasat ettiklerinden bu ham kayısılar doğal olarak ideal tat ve aromaya ulaşamamaktadırlar. Tüketicilerin, kayısı alırken buna dikkat ederek, meyvenin olgun olanlarını seçmesi gerekir.
Kayısı a,b,c vitaminleri, protein, bol miktarda şeker ve bol miktarda madensel tuzlar ihtiva eden, tok tutması nedeniyle de diyet yapanların tercih ettiği meyvelerden biri olan kayısı, taze ve kurutulmuş olarak tüketilir.
Koyu renkli taze kayısılar, içerdikleri Betakarotenden dolayı çok iyi antioksidandır. Kuru kayısı, potasyum bakımından daha zengindir. Öte yandan C vitamini, taze kayısıda 6 mgr. iken, kuruyunca 1 mgr. a kadar düşer. Fakat kalsiyum miktarı da tazesine nazaran kurusunda daha fazladır. 100 gr kuru kayısıda 73 mgr. Kalsiyum vardır. Tazesinde bu oran 15 mgr. a kadar düşer.

 KAYISININ FAYDALARI:

- Kayısı kanseri önleyici ve tansiyonu düşürücü özelliğe sahip bir meyvedir. Bağırsakları iyi çalıştırdığından kilo verilmesini kolaylaştırır.

- iyi bir betakaroten kaynağı olup, akciğer ve mide kanserlerinden koruyucu özelliğe sahiptir.

- Yorgunluğu alır.

- Beslenme problemi olan yaşlıların potasyum eksikliğine bağlı depresyon sorunlarının giderilmesinde de çok faydalıdır.

- Gırtlak iltihabına ve astıma iyi gelir. Astımda balgam söktürücü özelliğe sahiptir.

- Kabızlığa karşı iyi bir koruyucudur.

- Gece körlüğünü önler.

- Yaşlanmaya karşı vücudu korur.

- Beyinin düzenli çalışmasını sağlar, stresi azaltır

- Ülserin iyileşmesinde rol oynar.

- Kan yapımını artırarak kansızlığa iyi gelir.

- Kemiklerin daha düzgün ve sağlam olmasını sağlar.

- Kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir.

- Kalp kaslarını kuvvetlendirir ve kalbin daha düzenli olarak çalışmasını sağlar.

- Böbreklerde oluşan taşların azalmasında rol oynar.

- Kuru kayısılar, potasyum bakımından daha zengindir.

- Dişlerin ve kemiklerin daha sağlam ve kuvvetli olmasında önemli rol oynar.

- Mide ve on iki parmak bağırsağı ülserinin meydana gelmesine engel olur, meydana gelmiş ülserlerin iyileşmesine yardım eder.

- Üreme sistemi üzerinde önemli bir rolü vardır.

- Karaciğerin tahrip olan kısımlarının tamirinde etkili bir meyvedir.

NOT: Tüm bunların yanında dikkat edilmesi gereken bir husus var ki asla göz ardı edilmemelidir. Karaciğer rahatsızlığı olanlar kayısıyı çok fazla yememelidirler. Ayrıca mide rahatsızlığı olanlar ve fazla mide asidi salgılayanlar da ham kayısı yememeli, olgun kayısıları tercih etmelidirler.
KAYISI ÇEKİRDEĞİ:

Kayısıdan elde edilen kayısı çekirdekleri yüz yılardır beslenme ve ilaç yapımında kullanılmıştır. Kayısı çekirdeklerini besin olarak kullanarak bu çekirdeklerin onlarca yararından faydalanılabilinir. Kayısı çekirdekleri solunum ve savunma sistemleri için değerli bir destekleyicidir. Akciğerler ve diğer solunum sistemleri için faydalıdır. Bu çekirdeklerden yemek bağışıklık sisteminin kendini yenilemesine yardımcı olur.

Kayısı çekirdekleri bol miktarda B 17 vitamini içermektedir. Bu vitamin kanser önleyici olarak da bilinmektedir. Günde en az 7- 10 kayısı çekirdeği yemek vücuda B 17 vitamini takviye etmek bakımından faydalıdır.  Ayrıca 6-6 kayısı çekirdeği dövülüp suyu içilirse bağırsak kurtlarını öldürür.

DERLEME





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder