sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2014 Salı

ZEYTİN YAĞI, YEŞİL LİMON, ELMA SİRKESİ VE KARACİĞER

KARACİĞER VE KARACİĞER YAĞLANMASI

Günümüz beslenme alışkanlıklarının insan üzerinde bıraktığı hastalıklardan birisi de karaciğer yağlanmasıdır.


Karaciğer yağlanması (steatosis), karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikimi neticesinde oluşur. Her zaman olmamakla birlikte, bazı durumlarda organın kendisine zarar vererek, siroz gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Aşırı kilolu ya da obez olmak, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve trigliserid düzeyleri karaciğer yağlanması riskini arttıran faktörler arasındadır. Karaciğer yağlanması, beslenme ve yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle çoğu zaman durdurulabilir ve tersine çevrilebilir.

Karaciğer yağlanması genellikle hiç bir belirtiye yol açmaz ve farkında varılmadan yıllarca, hatta on yıllarca devam edebilir. Ancak yağlanma kritik düzeye gelince kilo kaybı, aşırı halsizlik, karın bölgesinde ağrı ve zihin karışıklığı gibi bazı belirtiler ortaya çıkabilir.


KARACİĞER YAĞLANMASI TÜRLERİ:

Sağlıklı bir karaciğeriniz varsa eğer içinde neredeyse hiç yağ bulunmaz. Ancak bazen, trigliserid adı verilen yağ molekülleri karaciğerde toplanmaya başlar. Az miktarda yağlanma herhangi bir probleme neden olmaz. Fakat yağ miktarı arttıkça bu duruma “karaciğer yağlanması” denir ve hayatı tehdit eden ciddi hastalıklara yol açmadan önce tedavi sürecinin başlatılması gerekir.

Karaciğer yağlanması, alkolle bağlantılı ve bağlantısız olarak 2 ana kategoriye ayrılmasına rağmen. Ayrıca hızlı kilo kaybı ve yetersiz beslenmenin de karaciğer yağlanmasına neden olduğu bilinmektedir.


Alkole bağlı karaciğer yağlanmasının durdurulabilmesi için tek yol vardır, alkolü bırakmak. Alkole bağlı olmayan yağlanma içinse fazla kilolardan kurtulmak, düzenli egzersiz yapmak ve dengeli bir beslenme programına sadık kalınması önerilmektedir. 

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Karaciğer yağlanması tedavisinde ilk hedef hastanın fazla kilolarından kurtulmasıdır. Bir uzman tarafından kişiye özel oluşturulan beslenme programı ve düzenli egzersizle fazla kilolardan kurtulmak mümkündür.
Kilolar atıldıkça, karaciğerde biriken yağda azalmaya başlar. Bu sayede yağlanmanın neden olabileceği siroz gibi hastalıkların görülme riski önemli oranda azaltılabilmektedir.

Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasının -adı üstünde- alkolle bir ilgisi yoktur ancak yağlanma görülen kişilere alkol tüketimini bırakmaları önerilir. Çünkü alkol kullanımı, alkole bağlı olsun olmasın herhangi bir karaciğer yağlanması türünü kötüleştirebilir.

Etkinliği tartışılmakla birlikte karaciğer yağlanması tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar 

ÖNEMLİ OLABİLECEK BİR ÖNERİ:

Her ne kadar tedaviye yönelik olmasa da özellikle ağır yemeklerin ardından 1 yemek kaşığı sızma halis zeytinyağı, yarım limon suyu (tercihen yeşil limon) 1 yemek kaşığı elma sirkesi bir bardak bardak sıcak suya karıştırılıp içilirse eğer yenen bu ağır yemeğin karaciğere verebileceği zararı önlemek mümkün olabiliyor. 

NOT: Kullanılacak zeytinyağı ve sirke eğer  mümkün olabiliyorsa işlenmiş fabrika ürünü olmamalıdır. Bulunabiliyorsa eğer doğal yöntemlerle üretilmiş olmalıdır. Şayet bu mümkün olamıyorsa Tariş'in ürünleri tercih edilmelidir. 

DERLEME







13 Şubat 2014 Perşembe

BAL VE TARÇIN

BAL

Bal, bal arıları tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğramasıyla oluşan ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilen çok faydalı bir besindir.

Toplandığı değişik bitki kaynaklarına göre farklı aroma, tat, renk, yoğunluk ve kristalizeye sahip bir yiyecektir. İçeriğinde şekerler, enzimler, vitaminler, asitler, koloidal maddeler ve bileşimi bilinemeyen maddeler barındırır.

Olağan üstü besleyici ve tedavi edici özelliğe sahip bir yiyecek olan bal sıra dışı bir etkiye maruz kalmadıkça asla bozulmaz ve zaman faktöründen etkilenmez. Bal aynı zamanda kalori ve protein deposudur. Özellikle çocukların tüketmesi gereken çok değerli bir besindir. Büyüme çağındaki çocukların zekâ gelişimlerine azımsanmayacak derecede etkilidir.



BALIN FAYDALARI:

* Bal bilhassa yatağa yatınca başlayan kuru öksürüğe bal ile yapılan şerbet iyi gelir.

* Sıcak su ile yapılan bal şerbeti kabızlığın giderilmesinde yardımcı olur.

* Limonla ve sütle karıştırılıp içildiğinde nezlenin iyileştirilmesinde etkili olur.

* Gözün görme gücünü arttırır. Nar suyu ile karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse gözün keskin görmesini sağlar.

* Halsizliği giderir. Kan yapıcı özelliğinin yanında hastalıktan yeni kalkmış olanların kullanması halinde halsizliklerini giderip kuvvet kazandırır.

*Diğer şekerlerin aksine oksijenle ile reaksiyona girdiğinde tam yanma meydana geldiği için kanda daha az atık madde bırakır. Kalp adalesine faaliyet ve zindelik vermesiyle kalp hastalarına faydalıdır.

* Romatizmal hastalıklarda haricen kullanıldığında hastayı kısa sürede iyileştirir.

* Dişleri ve diş etlerini temizleyip parlatan bir macundur. Dişleri ve diş etlerini mikroplardan korur, ağızdaki yaraları tedavi eder.


* Balgamı keser vücudun pis rutubetini giderir. Karın ağrısını geçirir. Bal şerbeti karın ağrılarını çok kısa bir sürede dindirir. 

* Süt ile karıştırılıp içildiğinde ağrıları giderir.

* Mide ve bağırsak gazlarını gidererek kanı çoğaltır.

* Baldaki şeker emilimi en kolay olan şeker olması ve Hazmı gerektirmediğinden kolayca kana geçer. Ve midedeki fazlalıkları dışarı atar.

* Özellikle çiçek balı gül ile karıştırılıp sabah akşam yenirse akciğer yaraları ve vereme çok faydalıdır.

* İdrar söktürerek mesane yollarını temizler. İltihabını giderir.

* Felç ve yüz felcini önler.

* Kolesterolü düşürür.

* Çörek otu ile birlikte yenilince sırt ağrılarını giderici etki yapar.

* Romatizmalı hastalarda kullanıldığı zaman hastanın kısa sürede iyileşmesini sağlar.

* Bal içerdiği enzimler sebebiyle şişmanlığı önler. Bilhassa ılık bal şerbetinin zayıflatıcı özelliği vardır.

* Anti bakteriyel özelliğinden dolayı içinde bakteri, mantar oluşmaz. Birçok gıda içinde bozulmadan saklanabilir.



TARÇIN:




Ana vatanının Çin olduğu bilinen tarçın insanlık tarihinin en eski baharatlarından birisidir.

Ağacının gövde ve dal kabuklarının dış kısmı sıyrıldıktan sonra kalan iç kabuğunun kurutup öğütülmesiyle elde edilir. Ayrıca kabuklarının iç içe konularak rulo gibi kıvrılmasıyla da çubuk tarçın elde edilir.

Kokusu kuvvetli, kesin ve uzun süreli, tadı tatlımsı ve yakıcıdır. Tatlılara, özellikle de sütlü tatlılara çeşni olarak katılır. Kahve, çikolata ve meyve soslarında, içeceklerde de yaygın olarak kullanılır.

Mutfakta pek çok etli yemeklerde de kullanılan tarçın, çeşitli soslarla birlikte, sütlü ve pirinçli tatlılarda, çikolatalı keklerde, diğer bazı bitkilerle karıştırılıp suyla kaynatılarak çay şeklinde de kullanılır.


TARÇININ FAYDALARI:

Tarçın ağacının kabuğunun sağlığa faydaları ve alternatif tıpta bu kadar yaygın kullanılmasının nedeni içerdiği sinemaltehid, sinnamil asetat ve sinnamil alkol adlı bileşenlerdir.

* Tarçın kanın aşırı ve istenmeyen pıhtılaşmasını önleyerek kan dolaşımını düzenler.

* Tarçın yağı, geleneksel olarak doğal bir mikrop önleyici/temizleyici olarak kullanılmaktadır. Bakteri ve mantar yayılmasını önler.

* Her gün 1-2 gram arasında bir miktar kullanıldığında Kolesterolün ve kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olur.

* Tarçın kokusunun hafızayı güçlendirildiği tespit edilmiştir.

* Tip 2 diyabet hastalarında insülin üretimini arttırarak kan şekerini düşürür.

* Lösemi ve lenfoma hastalıklarında kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyebilir.

* Strese bağlı baş ağrısına ve migrene iyi gelir.

* Kan şekerini dengeleyerek kilo vermeyi sağlar.

* Tarçın yağı boğaz ağrısı ve öksürüğe iyi gelir.

* Hafızayı güçlendirir.

* Kan dolaşımını arttırır.


BAL VE TARÇIN

Bal ve tarçının birlikte kullanılmasının pek çok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Her hangi bir yan etkisinin olmaması ise bu iki nimeti daha da değerli kılıyor.

Bilindiği gibi bal şekerli olmasına rağmen dikkatli ve doğru bir biçimde kullanıldığında diyabet (şeker) hastalarına bile zarar vermiyor.

TARÇINLI BALIN HAZIRLANIŞI:

Önce bir bardak su kaynatılır. Sıcak suya tarçın koyulur ve demlenmeye ve soğumaya bırakılır. Kaynar suya bal koymamak gerekir. Çünkü sıcak su baldaki enzimleri öldürür.

TARÇINLI BALIN FAYDALARI:

Tarçınlı su oda sıcaklığına geldiğinde tarçının iki katı kadar bal eklenir. Yatmadan bardağın yarısı içilir ve diğer yarısı sabaha bırakılır ve sabah kalkıldığında aç karnına içilir. Tarçınlı bal düzenli kullanıldığında pek çok ilaçtan daha sağlıklı ve daha etkili bir ilaçtır.

* Bal ile toz tarçın karıştırıldığında ve kahvaltıda kızarmış ekmekle yiyildiğinde kolesterolü düşürür ve muhtemelen kalp krizini önler.

* Tarçınlı balın düzenli olarak tüketilmesi kalp vuruşlarını güçlendirir. Yaşlandıkça atar damarlar ve toplardamarlar esnekliklerini kaybediyor ve tıkanıyor. Tarçınlı bal ise damarları yeniden canlandırıyor.

* Arterit hastalar bir fincan sıcak suya iki yemek kaşığı bal ve bir çay kaçığı toz tarçın koyarak faydalı bir içecek hazırlayabilirler. Günlük olarak içilirse kronik arterit hastaları dahi iyileşebilir.

* Kopenhag Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada kahvaltıdan önce bir kaşık bala yarım çay kaşığı tarçın katıp bu karışımı ile hastalarını tedavi eden doktorlar 200 hastanın 73 ünün tümüyle ağrıdan kurtulduğunu, bir ay içerisinde ağrı yüzünden hareket edemeyen hastaların hemen hepsinin ağrı çekmeksizin yürümeye başladığını görmüşlerdir.

* İki yemek kaşığı toz tarçın ile bir yemek kaşığı bal ılık suya eklenip içilirse idrar yollarındaki mikropları öldürür.

* Sık ya da ağır soğuk algınlığı şikâyeti olanlar bir kaşık ılık bal ¼ kaşık toz tarçınla üç gün boyunca birer kez kullanıldığında çoğu kronik öksürüğün ve soğuk algınlığının tedavisinde başarı elde edilebilir, sinüslerin temizlenmesine yardımcı olabilir.

DERLEME



17 Mayıs 2013 Cuma

KESTANE







Bir orman ağacı olarak bilinen kestanenin aynı adla bilinen meyvesi besleyici ve kalori değeri yüksek olan bir besindir. B1, B2 ,PP ve C Vitaminleri açısından oldukça zengindir. Bol miktarda yağ, şeker, protein içerir. Ayrıca potasyum, fosfor magnezyum, klor, kalsiyum, sodyum ve demir mineralleri bakımından da zengin bir meyvedir.

  Kestanenin Faydaları :
- Besleyici olmasından başka faydası saymakla bitecek gibi değil
- Kabuklarının suda kaynatılmasıyla hazırlanan ilaç ateş düşürüp sinirleri yatıştırıyor.
- Meyvesi kasları kuvvetlendiriyor, kan dolaşımını düzenliyor. Bedenin ve zihnin yorgunluğunu gideriyor, kansızlığa çare oluyor. Cinsel gücü arttırıyor.
- Şeker, protein, yağ, sodyum ve potasyum içeriyor.
- Çocuk, genç ve yaşlılar için çok değerli bir enerji kaynağı, hatta yaşamı uzattığı da söyleniyor.
- Kestane, en çok potasyum düşüklüğünden yakınanlara öneriliyor. Çünkü 100 gramında 500 mg potasyum bulunuyor. Fosfor, magnezyum, klor, kalsiyum, demir ve sodyum mineralleri ile C, B1, B2 ve PP vitaminlerini içeriyor.
- Taze kestane limonun 100 gramı kadar C vitamini içerir. Kestane’nin 100 gramında 200 kalori bulunuyor.
- Kış mevsiminin olumsuz şartlarına fiziksel ve beyinsel yorgunluklara karşı paha biçilmez bir sağlık iksiridir.
- Kalp ve kas sistemini uyarıp organizmanın su dengesini düzenliyor. Kan dolaşımını hızlandırıp varis ve basurların gelişimini önlüyor.
- Balla karıştırılmış kestane püresi ise özellikle iştahsız çocuklara öneriliyor. 
- Mide ve karaciğere iyi gelir.
-Kandaki kötü kollesterolu düşürür.
- İshale iyi gelir.

DİKKAT: Kestane yüksek tansiyonu, damar sertliği ve şeker hastalığı olanlara tavsiye edilmez

10 Mart 2013 Pazar

KIRMIZI BİBER












Biber hem çiğ hem de pişirilerek yenebilen bir bitkidir ve oldukça çok çeşidi vardır. Yapılan araştırmalara bakılacak olursa eğer bu değerli sebzenin kırmızı olan türlerinin yeşil ve sarı renkli olanlardan çok daha faydalı olduğunu ve çok daha fazla besin maddesi içerdiği görülecektir. 










Kırmızıbiber tam bir vitamin kaynağı olması sebebiyle insan sağlığına yararları açısından çok değerli bir sebzedir. İçerdiği C vitamini sayesinde soğuk algınlığı ve bu hastalığa bağlı olarak çıkan hastalıklara karşı çok etkin bir görev üstlenmektedir. Tüm bunların yanı sıra kırmızıbiberin daha pek çok faydalarından bazıları şu şekilde sıralanabilir.  


    
KIRMIZIBİBERİN FAYDALARI

- Kırmızıbiber içinde barındırdığı likopen maddesi prostat, pankreas ve rahim kanserlerine karşı oldukça etkilidir.

- Kırmızıbiber aynı zamanda bir antioksidandır. Bu özeliği sebebiyle kalp krizi riskini azaltır.

- Kolayca kilo verilmesini sağlar.Vücut sıcaklığını arttırır ve oksijen gereksinimini oluşturur. Bu sayede kilo vermek daha kolay hale gelir.

- Kırmızıbiberde bulunan A vitamini gözlere ve bağışıklık sistemine iyi gelir.

- Barındırmış olduğu B vitamini beynin gelişimi için çok önemlidir. Vücut metabolizmasını etkiler ve proteinin enerjiye dönüşümüne yardımcı olur.

- Yine içeriğindeki E vitamini sayesinde hücrelerde hasar oluşumunu engeller ve bu sayede kanser potansiyelini azaltır.

DERLEME















4 Ocak 2013 Cuma

ÇİLEK


Çilek gülgiller familyası içinde yer alan, cinsi ve bu cins içinde yer alan meyvelerinin ortak adıdır. İnsan sağlığı ve beslenmesi bakımından son derece yararlı bir meyve olan çilek yüzeysel kök yapan, 10-30 cm boyunda, toprak üzerinde sürünücü gövdeli, nisan haziran ayları arasında beyaz renkli çiçekler açan bir bitkidir.

Bünyesinde bol miktarda A, B, C vitaminlerini, önemli miktarlarda kalsiyum, demir, fosfor, çok az miktarda brom, silisyum, iyot ve kükürt gibi mineralleri bulunmaktadır. Bu meyvenin 100 gramında 100 miligrama yakın askorbik asit vardır. Zengin selüloz içermesinden ötürü sindirimi kolaylaştırır. Yüksek oranda ellajik asit ihtiva ettiğinden kanseri önleyici bir özelliğe sahiptir. 100 gr. çilek meyvesinde 40–45 kalori bulunur.

Dünyada, adlandırılmış 20'den fazla çilek türü vardır. Ticari olarak en çok yetiştirilen çilek ise bahçe çileği olarak bilinen çilek çeşididir. Günlük olarak tüketilebildiği gibi reçeli ve marmeladı da yapılır. Daha yüksek oranda faydalı olabilmesi bakımından aç karnına ve taze olarak yenilmesi tavsiye edilir.



ÇİLEĞİN FAYDALARI:

- Meyvelerin suyu kronik yaralarda iyileştirmeyi hızlandırır.

- Kökleri idrar arttırır, iştah açar.

- Vücuda sızmış olan bazı virüslerin yok edilmesini sağlar.

- Akne ve sivilcelerin yok edilmesine yardımcı olur.


- Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.

- Romatizma ve gut hastalığı yangınlarını azaltmada etkilidir.

- Bağırsak kurtlarının dökülmesini sağlar.

- Karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.

- İshale karşı etkilidir.

- Yaprakları kurutulup kaynatılarak içildiğinde iştah açar, mafsal iltihaplarına, damar sertliğine, yüksek tansiyona, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir.

- Cildi nemlendirir, tazelik verir.


- Tansiyonu düşürür, stresi önler, bağışıklık sistemini güçlendirir.



DİKKAT: Çileğin aşırı tüketimi cilt rahatsızlığı olan kişilerde alerjiye bağlı olarak kaşıntıya sebep olabilir.


NOT:

İngiltere'deki Warwick Üniversitesi'nden bilim adamları çileğin kalp hastalıkları ve diyabet üzerindeki etkisini konu alan bir araştırma yaptı.

Araştırmaya imza atanlardan Profesör Paul Thornalley ve ekibi ,  çileğin vücuttaki antioksidan oranını yükselten, kalp-damar hastalıklarıyla bağlantılı kötü kolesterolü ve kandaki yağ oranını düşürdüğü bilinen Nrf2 isimli proteini arttırdığını belirledi.

Çilek yemenin tokluk yaparak kan şekerini ve kötü kolesterolü düşürdüğü daha önce belirlenmişti. Ancak Thornalley ve ekibinin yaptığı araştırma ilk kez çilek özünün diyabet ve kalp hastalıklarına karşı  koruyan proteinleri nasıl harekete geçirdiğini ortaya koydu.


 Çilek dayanıklılığı olan bir meyve değildir. Bu nedenle uzun süre saklanamaz ve genellikle taze olarak tüketilir. Uzun süre saklanabilmesi için ise reçeli yapılır.

ÇİLEK REÇELİ:

1 kg. çilek, 2 kg. Toz şeker, 2 adet limonun suyu

Yıkama suyu temiz ve berrak bir hale gelene kadar bir kabın içinde bol suda yıkanıp sapları ayıklanan çilekler bir tencere içine bir kat çilek bir kat toz şeker olmak üzere yerleştirilir. Bir gece bekletildikten sonra ocağa alınıp koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Daha sonra limon suyu da eklenip bir taşım daha kaynatılır ve kavanozlara alınarak kuru ve serin bir yerde muhafaza edilir. Afiyet olsun.

DERLEME


2 Ocak 2013 Çarşamba

ZEYTİN

Zeytin 10 metreye kadar boylanabilen, sık dallı, yayvan tepeli, her dem yeşil yapraklı bir ağaçtır. Geniş, kıvrımlı, yamru yumru bir gövdesi vardır. Ağaç yaşlandıkça, düzgün gri renkli gövde kabuğu giderek çatlar. Uzun ömürlü bir ağaçtır, yaklaşık 2000 yıl kadar yaşayabilir. Sürgünleri gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir. Mızraksı, çok kısa saplı, deri gibi sert yaprakları sürgünlere karşılıklı çiftler halinde dizilmiştir. Yaprakları basit, tam kenarlı ve kenarlar alt yüze doğru hafif kıvrıktır. Yaprakların ucunda sivri bir çıkıntı bulunur. Yaprağın üst yüzü koyu gri-yeşil ve tüysüz, alt yüzü mavimsi gümüşi renkte ve beyaz sık ipeksi tüylerle kaplıdır.

Baharın sonlarına doğru yaprakların koltuğunda seyrek salkımlar halinde açan, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu çiçekleri vardır. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler etli ve yağlı meyve verir. Meyve önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. Etli meyvenin içinde sert bir çekirdek vardır. Meyvenin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen "yağı" bakımından çok değerli bir ağaçtır. Aynı zamanda ağacının çok heybetli ve estetik bir görünümü vardır. Odunu çürümeye karşı son derece dayanıklıdır.

Zeytinin yaprağında tanen, uçucu yağlar, organik asitler ve rezin bulunur. Yapraklar ve gövde kabuğu iştah açıcı, idrar söktürücü ve ateş düşürücü olarak kullanılır. Şeker hastalığında kullanım alanı olduğu gibi, tansiyon düzenleyici olarak da bilinir.
Zeytin dermo kozmetik amaçlı da kullanılmaktadır. Zeytinyağlı şampuanlar saç dökülmesini engeller, saçın çabuk uzamasını sağlar. Lezyonlu saçlı deriyi onarmaya yardımcı olur ve kepek oluşumunu engeller. Zeytinyağlı sıvı sabun, duş jelleri, katı sabun, bebek şampuanları cildi olumsuz dış etkenlere karşı korurlar. Cildi güzelleştirip yaşlanmasını geciktirerek ciltteki kırışıklık oluşumunu engeller. Zeytin dayanıklılığın sembolüdür. Doğal zeytinyağlı dermo kozmetik ürünler cildimizde kimyasal kalıntılar bırakmadığından dünyada kullanımları giderek artmaktadır. Yüzyıllardır Akdenizlilerin sağlık ve güzellik kaynağı olmuştur. Kutsal metinlerde de şifa kaynağı olduğu belirtilmiştir.
Dünya zeytin üretici ülkeleri arasında ağaç varlığı açısından Türkiye 4. alan açısından da 6'ncı sırada yer alır. Böylece dünya zeytinyağı üretimine %8 oranında katkıda bulunur, sofralık zeytin üretiminde de İspanya'dan sonra 2. tüketimde ise 1. sırada yer alır. Marmara Bölgesi'nin ağaç varlığı açısından Türkiye içindeki payı da %10 olarak belirlenir. Ayvalık, Edremit Körfezi, Gemlik, Yalova gibi yerlerde yoğun olarak bulunur.

Damak tadına çok uygun bir besin kaynağı olan zeytinin hangi türü olursa olsun kahvaltı sofralarının vazgeçilmez yiyeceklerinin başında gelir. Zeytinin sofralık tüketimde pek çok çeşidi vardır. Bunların en bilinenleri, siyah zeytin ve yeşil zeytin olarak iki ana guruba ayrılır. Her iki gurup da pek çok çeşidi kendi içinde barındırır. 
 


ZEYTİNİN FAYDALARI:
- Enerji verir, tok tutar. Cildi besler ve güzelleştirir.
- Mideyi kuvvetlendirir. İştah açar.
- Bağırsakları yumuşatır kabızlığı giderir. Bağırsak solucanlarını düşürür.
- Karaciğer ve baş ağrısını giderir ve karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar.
- Damarları açar, yüksek tansiyonu düşürür.
- Böbreklerde kum ve taş oluşumunu engeller.
- Kan şekerini düşürdüğü için şeker hastalarına faydalıdır.
- Hücreleri yenileyerek yaşlanmanın etkilerini geciktirir.
- Bebek ve çocuk gelişimini destekler. Beynin ve kemiklerin gelişip güçlenmesini sağlar.

DERLEME







LİMON


Limon yıl boyunca da büyümeyi sürdüren, kışın yapraklarını dökmeyen küçük bir ağaç türü ve bu ağacın meyvesidir. Ana vatanı kesin olarak bilinmemekle birlikte Dünya’da ılıman iklime sahip bütün ülkelerde yetiştirilen bir meyvedir. Ülkemizde daha çok Ege ve Akdeniz bölgelerinde tarımı yapılmaktadır.

Limon suyu için kullanılan bir meyvedir. Eti ve kabuğu ise pişirmelerde kullanılmaktadır. Özellikle çorbalarda, salatalarda, balık yemeklerinde lezzeti arttırmak için kullanılan limon aynı zamanda çok önemli bir C vitamini kaynağıdır. Bunun yanı sıra A ve B vitaminlerini de içermektedir. 

LİMONUN FAYDALARI:

- Limon antioksidan özelliği sayesinde gün içinde yaşanan stres ve sigaranın etkilerinin azaltılmasında faydalıdır.

- Gribal enfeksiyonların önlenmesinde yardımcı olur.

- Son 30 yıldır yapılan araştırmalarda başta kolon, prostat, göğüs, akciğer ve pankreas kanseri olmak üzere pek çok kanser türüne karşı koruyucu etkisinin olduğu görülmüştür. Aynı zamanda tümör gelişimini engelleyen başlıca besinlerden birisidir.

- Yüksek tansiyonun düşürülmesine yardımcı olur.

- Antimikrobiyal özelliği sayesinde enfeksiyonlara karşı koruyucu etki oluşturur.

- Karaciğer, kalp ve safra kesesi için faydalı bir meyvedir.

- Limon, derin dondurucuda bekletildikten donra kabuğu rendelenip yemeklerde, salatalarda ve çorbalarda kullanılırsa eğer, cilt kanserini engellemede etkili olduğu da bilinmektedir.





LİMONATA:

Malzemeleri:

5 adet limon
1.5 su bardağı tozşeker
5 su bardağı su

Limonlar güzel bir şekilde yıkadıktan sonra dış kabuğu rendelenerek bir kaba alınır. Aynı kaba 1,5 bardak şeker ilave edilip rendelenmiş limonların suyu sıkılır ve 5 su bardağı su da ilave edilerek karıştırıldıktan sonra buzdolabına kaldırılıp bir saat kadar dinlendirildikten sonra süzülür ve tekrar buzdolabına kaldırılıp bir gün sonra servisi yapılır. İstenirse hiç bekletilmeden de servis yapılmasında hiçbir mahzur yoktur.

Servis sırasında isteğe göre içine taze nane yaprakları da atılırsa eğer bu güzel içeceğe nanenin hoş kokusu da ilave edilmiş olunur.

Afiyet olsun


DERLEME

VİŞNE

Anadolu bir çok meyve türünde olduğu gibi vişnenin de anavatanı sınırları içerisinde yer almaktadır. Ülkemizde hemen hemen bölgede vişne yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ülkemizde üretilen vişne derin dondurma, kurutma, meyve suyu, konserve ve reçeli yapılarak değerlendirilir. Vişne taze olarak ihraç edildiği kadar dondurulmuş ve işlenmiş olarak da ihracı yapılan bir meyvedir.
. 
Vişne gülgiller familyasından, Nisan-Mayıs aylarında beyaz renkli çiçekler açan, 2 -9 metre boyunda bir ağaçtır. Yaprakları parlak, tüysüz ve kısa saplıdır. Meyvesi ise açık veya koyu kırmızı renkli ve ekşi lezzetlidir ve bünyesinde şeker, elma ve limon asidi, A ve C vitaminlerini barındırır. Vişne aynı zamanda antoksiyanin maddesi bakımından da zengin bir meyvedir.  Gövde kabukları, meyvesi ve meyve sapları da çeşitli rahatsızlıklar için ev ilaçları yapımında kullanılır.

FAYDALARI:

- Kırmızı- bordo renklerini veren antioksidan antoksiyanin maddesi bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

- Kanser ve kalp hastalıklarının oluşmasına engel oluyor, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor.

- İshali kesiyor, ateş düşürüyor, idrar söktürüyor.

- Vücuda rahatlık veriyor.

- Öksürüğü geçiriyor.


- Safrayı kesiyor, mideye rahatlık veriyor.

DERLEME





1 Ocak 2013 Salı

KİRAZ


Kiraz, Gülgiller familyasından anayurdu Güney Kafkasya, Hazar denizi ve Kuzeydoğu Anadolu’da doğal olarak bulunan bir meyve ağacıdır. Kiraz ağacı düz kabuklu bir ağaçtır. Genellikle yapraklanmadan önce çiçek açar. Meyvesi, etli ve tek çekirdeklidir.

Türkiye'nin çok farklı fiziki koşulları nedeniyle, kirazın olgunlaşması bölgelere göre 1,5 aya kadar varan farklılıklar gösterebilmektedir. Modern tarım yöntemlerinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kirazda verim ve kalite son yıllarda oldukça artmıştır.

Kiraz yetiştiriciliği ve üretimi daha çok Torosların kuzey yamaçlarında, Göksu Nehrinin kaynağında yer alan Korualan Kasabasında, Mernek Yaylasında, Afyonkarahisar ili Sultandağı ve Çay ilçeleri ile Konya Ereğli yöresinde yapılmaktadır.

Ayrıca Akşehir ve Eber göllerinin özel iklim koşulları oluşturması nedeniyle bu bölgede de kalitesi yüksek kirazlar yetiştirilmektedir. Marka değeri olan bir ürün olan kirazın yoğun bir biçimde dış ticareti de yapılmaktadır.

Kiraz tatlı ve sulu bir meyve olarak insana ferahlık veren ve sıcak yaz aylarının vazgeçilmez güzel bir meyvesidir. Bunun yanında kiraz, pek çok sağlık sorunları için de doğal bir ilaçtır.
KİRAZIN FAYDALARI:

- İdrar söktürür.
- Böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur.
- Kabızlığı giderir.
- Kanın temizlenmesine yardım eder.
- Nikris, romatizma, damar sertliğine karşı faydalıdır.
- Karaciğer şişliğine iyi gelir.
- Safra akışını normale döndürür.
- Sivilceleri önler.  
- Susuzluğu giderir.
- Kabukları ishali keser, ateşi düşürür.
- Çiçekleri göğsü yumuşatır ve öksürüğü giderir.
- Sapları zayıflamaya, böbreklerin temizlenmesine yardım eder.
- Mafsalların kireçlenmesine ve bronşite karşı son derece faydalıdır.
KİRAZ SAPI

- 1 tutam kiraz sapını (40-50 adet) 3 su bardağı suda 10 dakika kaynatıp soğutmalı ve sabahları aç karnına 1/2 çay bardağı içilmelidir. İdrar söktürecek, böbrekleri temizleyecektir. Özellikle idrar yolları enfeksiyonuna dermandır. Aynı zamanda kadınların menopoz ağrılarını yok eder.

- 1 tutam kiraz sapını 1 çay bardağı dolusu taze vişne ya da böğürtlen ya da kızılcık ile beraber 3 su bardağı suda 5 dakika kaynatıp ve soğutmalı. Sabahları aç karnına 1 çay bardağı içilmelidir. 2 hafta sonra vücuttaki şişkinliğin azaldığı ve sağlıklı kilo verildiği görülecektir. Aynı zamanda vücuttaki ödemlerin atılmasına yardımcı olacaktır.

- 4 tutam kiraz sapını (200-300 adet) 3 litre suda 10 dakika kaynatıp içine 20 gr. kadar çubuk tarçın tanesi ve 5 gr. kadar ıhlamur (10-20 yaprak) atılmalı, 1 saat kadar demlendirilip bu su ile banyo yapılırsa. Cildini nefes alması sağlanacaktır. Ayrıca bir leğene bu karışımdan koyup ayaklar leğende 20 dakika kadar bekletilirse, ayaklarda rahatlamaların ve topuk ağrılarının ortadan kalkacağı görülecektir. Kiraz sapını çay gibi demleyip sıcak olarak ta içebilirsiniz. Tadı enfestir.

DERLEME